Uyandın hava karanlık ya da odan ama saatini göremiyorsun belki gecenin 3ü belki sabahın 7si belki de öğlenin 12si perden siyah çünkü ve penceren küçük aslında görüdüğün onca rüyadan sonra herhalde öğlen olmuştur diyorsun ama yorgandan dışarı çıkmaya yeltenen elin öylesine üşüyor ki vazgeçiyorsun kalkmaktan ama için içini yiyor...
yatağın içinde arkanı dönüyorsun ama yeni yerin soğuk eski yerini istiyorsun tam olarak iki saniye önce yatmakta olduğun noktalara değmek istiyor vücudun ama tutturamıyorsun ısıttığın yerleri bulamıyorsun işte özellikle çıplak ayakların beğenmiyor yeni yerini çünkü sağ başparmağın yorganın altından biraz çıkarmış bile başını içeri girmek istiyor ama eklemlerin öyle tembelleşmiş ki beyninden gelen komutu umursamıyor...
Vücudunun seni umursamadığı gibi sen de hayatı umursamamayı istiyorsun birden ama imkansızlığının farkına varıp vazgeçiyorsun sonra diyorsun kendi kendine:
Kimim ben? Nerdeyim? Amacım ne? Nereye gidiyorum? Ne istiyorum? Neyim var? Neyim yok? Neyim olsun istiyorum?
Derin bir offf çekiyorsun sonra...
.
1 yorum:
ankara dt'de iki kisilik hirgur diye absurd bi oyun var. muhakkak git, cok begeniceksin. "ha salyangoz ha kaplumbaga & ya salyangoz ya kaplumbaga"
ofz
Yorum Gönder