14 Mart 2006

Çocuk olmama izin verin!

Doğum günümdü...

Ankara'da oturuyorduk o zamanlar, Dikmen'de. Kuzen Serhan bizdeydi. Tabii amcamlar, babaannem, anneannem falan da...

Serhan iki yaş büyük benden.

Ben ya ikinci ya üçüncü yaş günümü kutluyorum.

Pastam çikolatalı.
Üstünde de çikolatadan bi plaka var... "Ayşegül'e mutlu yıllar!" yazıyor üstünde. (Babam okuyor bana yazıyı)Mumlar üflendikten sonra onu Serhan'la paylaşırız da yeriz diye hayalleniyorum. İlk defa görmüşüm pasatnın üstünde öyle bir şeyi ...

Mumlardan önce fotoğraf çektiriyoruz kuzenle.

Ne kadar da masum görünüyor değil mi?

Bu fotoğrafta, az sonra kendinden iki yaş küçük kuzeninin tüm dünyasını yıkacak o hareketi yapacağına dair hiçbir ipucu vermiyor değil mi?
















Evet bence de vermiyor. Her şey gülllük gülistanlık...

Ve mumları üflüyorum.A-pardon, üflüyoruz... Serhan'la birlikte.

Tam davranıyorum "Anne çikolatayı kırar mısın Serhan'la biz yiyelim?" demek için.

Ama...

ama...

Hayatımın belki de ilk kazığını yiyorum.

Bütün merakımı odakladığım o çikolata plakasını bir an Serhan'ın elinde görüyorum...

Sonra da ağzında...

Dudaklarının kenarında izi kalıyor.

Öylece kalakalıyorum.

Hareket edemiyorum.

Konuşamıyorum...

Boğazım düğümleniyor.

Birkaç damla yaş süzülüyor yanaklarımdan, sıcak.

Haykırmak istiyorum "Serhan onu birlikte yiyecektik! Neden hepsini yedin?!?! Bu benim pastam!!! "

Ama yapamıyorum.
Farkettirmemeye çalışarak gözlerimdeki yaşları siliyorum.
Annem farkediyor, "Aaaa çok ayıp, sakın ha" dercesine bi bakış atıyor kaşlarını kaldırarak.

Ve ben bir kez daha kısıtlanıyorum...

Çocuk olamıyorum.

"Anneeeee Serhan çikolatamı yediiiiiii! Ühüüüü" diyemiyorum en çocuk halimle.


(Kimse alınmasın.)

Hiç yorum yok: