26 Aralık 2009
10 Aralık 2009
Nasıl bir okumaksa...
1 Aralık 2009
Raporlamada soytarılık
Uzun süredir yazamadım, biliyorum; ama Türkçeyi kullanma yetilerimi gün be gün kaybetmeye başladığımdan, bir türlü iki lafı bir araya getirip kafamdan geçenleri dökemedim yazıya. Taa ki az önce karşılaştığım durum sinir uçlarımın her birini çekiştirip üstüne kibrit çakana kadar.
Tez konusu oluşturmaya çalışırken Türkiye'deki doğrudan yabancı yatırımlarla ilgili kaynak arıyordum. Önüme, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'nın hazırladığı "Doğrudan Yabancı Yatırım Verileri Bülteni (2006/ Ocak)" çıktı. Rapor, 2005 yılı sayısal verilerinin bir özeti niteliğinde. Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki kopyadan oluşuyor.
Daha ikinci paragrafta karşıma çıkan tercüme soytarılığıyla gözlerim yuvalarından fırlayayazdı.
Türkçe rapordan alıntı:
"17 Haziran 2003 – 31 Ocak 2005 döneminde kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı, önceki yıllarda kurulan toplam şirket sayısının %102'sine tekabül etmektedir."
Anlamı: Önceki yıllarda kurulan yabancı sermayeli şirketlerin toplam sayısı 100 ise, bahsi geçen dönemde kurulanların sayısı 102dir.
İngilizce rapordan alıntı:
"The number of companies with foreign capital established between June 17th 2003 and January 31th 2006 is 102% more than that of the previous years' total."
Anlamı: Önceki yıllarda kurulan yabancı sermayeli şirketlerin toplam sayısı 100 ise, bahsi geçen dönemde kurulanların sayısı 100+102=202'dir.
Durum böyle olunca şimdiye kadar yazılmış bütün literatür incelemelerine şüpheyle yaklaşmak lazım demek ki diye düşündüm. Yani ben Türkçe bilmeyen bir akademisyen olsam, ana dili İngilizce olmayan ülkelerle ilgili bilgi toplarken kim bilir ne garip tercüme hatalarına kurban gideceğim. Raporda güya bir de veri tabloları listesi var; ama tabloların kendisi yok. Zaten ben de genel bi tarama yapıyor olsam "burda o verilerin özetini yazmış, tek tek sayılara gerek yok" der aynen aktarırım. Kaldı ki, verdiğim örnekte Türkçe açıklamanın mı yoksa İngilizce açıklamanın mı asıl verileri yansıttığını bilemiyoruz.
Sonra Türkiye'yle ilgili neden yeterince araştırma yok diye yakınıyoruz. Daha raporlarımız, verilerimiz ve arşivciliğimiz doğru düzgün yapılmıyor ki ...